Sezon başından bu yana beklenmeyen bir çok sonuç almış, oyun ve oyuncu istikrarını sağlayamamış bir takım görüntüsü veriyor Trabzonspor. Hal böyleyken, ekonomik istikrak ve sürdürülebilir başarı için gerekli olanlar sıralamasında birinci sırada olan Sportif başarı her sezon Avrupa kupalarına katılım gerektiren bir konu.
Trabzonspor geçen yıl Şampiyon olduktan sonra taraftarda oluşan ‘O sene bu sene, bundan sonra her sene’ algısı ilk seneden yıkılmamalı tabi ki ancak benim görüşüm ‘bundan sonra her sene’ iddiasının Avrupaya katılım noktasında olması önemli.
Liglerde Avrupa kupalarına katılım hakkını kazanmanın en kısa yolu hep Kupalar olmuştur. Önceden Şampiyonların direk olarak Şampiyonlar ligine kaldığı sezonlarda hak ettiği değeri görmeyen Kupa karşılaşmaları artık takımlar için daha önemli olacağa benziyor. Geniş rotasyonlar yapılarak çıkılan Kupa mücadelelerinde zaman zaman görülen süprizler şimdilerde as kadrolar ile mücadele ediliyor olsa bile görülür oldu.
Trabzonspor dün akşamki Ümraniyespor karşılaşmasına birçok as oyuncusunu yedek kulübesinde oturtarak başladı. 1-2 karşı karşıya pozisyon dışında poziyon bulamadığı ilk yarıda, Uğurcan’ ın çeldiği topu tamamlayan Umut’un golü ile geriye de düşünce ikinci yarı başında oyuncu değişiklikleri ile oyuna müdahale elzem oldu.
Fakat kalabalık bir şekilde 1 ve 2.bölgelerde sağa sola kayan bloklar ile Trabzonsporu karşılayan Ümraniyespor etkili ataklar da yaptı fakat Trabzonspor ilk yarıdaki kadar dahi pozisyon bulamadı. Maç bitti Kupaya veda ediliyor derken Larsen’in müthiş ortasına, ileri çıkması talimatını hocasından alan V.Hugo harika bir kafa golüyle karşılık verdi ve maçı uzatmaya götürdü.
Son dakikada yediği gol ile iki uzatma devresioynamak durumunda kalan Ümraniyesporlu oyuncuların mental anlamda üstünlüğü kaybettiği anlarda Gomez in defans arkasına attığı koşulardan birinde penaltı kazandırması bir diğerinde ise asist yapıp üstünlüğü getiren gole katkısı muazzamdı.
Yusuf Yazıcı ile taraftar arasındaki küskünlük bitmedi diyebiliriz. Attığı 2 gole rağmen taraftar ile bir bağ kurmadan maç bitiminde de direk soyunma odasına gitmesi, iç sahada da benzer bir performans sergilemesi halinde taraftar ile kucaklaşabileceğini getirdi akıllara.
Geçen yıldan daha çetin bir lig oynandığı ve dez avantajlı durumda olunduğu göz önüne alınacak olur ise son ana kadar mücadele edilmesi gereken lige ek olarak Kestirme Yol olarak görünen Türkiye kupası maçlarına sanki daha fazla ehemmiyet verilmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
Bu kulübün ismi Uefa merkezlerinde yapılan o kura çekimlerinde hep olmalı. Her yıl şampiyon olunamaz ama her yıl Avrupa’da olunmalı!
Ligde ilk üçe grmek mi ? Konferans Ligini Şampiyon tamamlamak mı? Yoksa Türkiye kupasını almak mı? Cevabı hocamız da biliyor eminim.. Deplasman kabusunu da bir anlamda bitiren, skora bakınca kolaymış gibi görünen ancak çok zor kazanılan bu maçın değeri belki Kupa alınırsa daha bir pekişir ve yine hatırlanır.
