Trabzonspor’un Portekizli oyuncusu Pereira, Kulübümüz çok büyük, tüm zorlukların üstesinden gelebilecek potansiyele sahip. Bir bütün olarak elimizden geleni yapmamız gerekiyor.” dedi.
Trabzonspor’un Portekizli futbolcusu Joao Pereria, bordo-mavili kulübün çok büyük, tüm zorlukların üstesinden gelebilecek potansiyele sahip olduğunu söyledi.
Pereira, Trabzonspor Dergisi’ndeki röportajında, bordo-mavili takımın başarısı için herkesin elinden geleni yapması gerektiğini belirterek, “Ünal Karaman benim buradaki üçüncü teknik direktörüm. Her hocamızdan bir şeyler öğreniyoruz. Bizden isteklerini yerine getirmeye çalışıyoruz. Yönetimde bir değişiklik oldu. Başkanımız kulübü zor bir durumda devraldı. Geleceğe yönelik olumlu adımlar atılmalı.” dedi.
Yönetimin de bu yönde çalıştığını bildiklerini ifade eden Portekizli oyuncu, “Umarım gelecekte çok daha iyi durumlara geliriz. Kulübümüz çok büyük, tüm zorlukların üstesinden gelebilecek potansiyele sahip. Bir bütün olarak elimizden geleni yapmamız gerekiyor.” diye konuştu.
Pereira, bir önceki sezondan daha iyisini yapmaları gerektiğini kaydederek, “Dolayısıyla geçen sezonu beşinci sırada tamamladığımız için şimdi daha yukarılarda olmamız lazım. Tabii bu kolay değil. Kulübümüz, mazisindeki başarıları dolayısıyla Avrupa’daki herhangi bir organizasyonda olmayı hak ediyor. Bu nedenle oyunumuzu geliştirip, hedefimizi gerçekleştirmek istiyoruz. Bireysel olarak hedefim ise sürekli oynamak ve takımıma olabildiğince katkıda bulunmak.” ifadelerini kullandı.
“Kaybetmeyi kabullenemiyorum”
Bir futbolcu ve insan olarak kendini tanımaya başladığında oturup düşündüğünü, pozitif ve negatif yönlerini çıkarmaya başladığını dile getiren Pereira, şöyle devam etti:
“Pozitif yönlerimi asla kendim ifade etmem ama negatif olarak sol ayağımın istediğim seviyede olmadığını gördüm. Hava toplarında da çok iyi değildim. Buna gol vuruşlarımı da ekleyebilirim. Eksi yönlerim böyleyken bir fark yaratmam gerektiğini düşündüm. Her zaman hırslı ve konsantre olmam gerektiğini anladım. Zaten karakterim gereği kaybetmeyi kabullenemiyorum. Bazen hırsım konsantrasyonumun önüne geçiyor. İstemediğim hareketler yapabiliyorum. Kazanmayı çok istiyorum. Her yaptığım hareket bu düşünce yüzünden. Bu nedenle her maça çok yüksek konsantrasyonla çıkıyorum.”
Pereria, geride kalan sezona oranla daha sakin bir görüntüsü olduğunun sorulması üzerine, bunun eşiyle ilgili olduğunu vurgulayarak, “Bunun sebebi eşim. Onunla tanışmadan önce farklı biriydim. Eşim, maçlardan sonra eve gittiğimde iyi oynamış olsam bile, ‘O tartışmayı yapmana gerek var mıydı?’ gibi şeyler söyleyerek bana kızıyor. Ben de fırçaları yememek için sahada daha dikkatli olmaya çalışıyorum. Şunu da söylemem gerekiyor, beni burada izleyip sert bir oyuncu olduğumu düşünüyorsanız, İspanya ve Portekiz’de oynadığım dönemde izleseydiniz neler söylerdiniz bilmiyorum.” şeklinde konuştu.
Dünyanın en önemli oyuncularından Cristiano Ronaldo ile birlikte milli formayı giymesine ilişkin Portekizli oyuncu, “Ronaldo, dünyanın en önemli isimlerinden bir tanesi. Onunla aynı takımda oynamak çok özel bir duygu. Her an her şeyi yapabilecek büyük bir oyuncu. Onunlayken biz kendimizi güvende hissediyoruz, rakipler ise korku hissediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Pereira, Braga’daki hocası Jorge Jesus’in kendisine, “Ufaklık” diye seslendiğini ve bu lakabını benimsediğini kaydetti.
Portekizli oyuncu, Trabzon’da taraftarlarla diyaloğuna ilişkini ise “Genelde taraftarlarımızla fotoğraf çektirdikten sonra bana Türkçe bir şeyler anlatmaya çalışıyorlar. Ben de Türkçe bilmediğimi anlatmaya çalışıyorum. Bu kez aynı şeyleri daha yüksek bir sesle yeniden anlatıyorlar.” açıklamasıda bulundu.
“Çocuğumuz Türk olacak”
Pereira, Hint geleneklerine göre yaptığı düğünle ilgili olarak da şunları kaydetti:
“Hint adetlerine göre üç düğün yapmanız gerekiyor. İlki Türkiye’deki nişan gibi. Sonrasında bu nişanı kutlamak için ikinci bir düğün yapılıyor. Bu düğünde gelin ve damadın üzerine türlü yemekler sürülüyor. Adetlerine göre bu şekilde vücutlar ve evlilik sağlama alınıyor ancak biz bunu istemedik. Üçüncüsü ise klasik bir düğün. Kıyafetleri de eşimi mutlu etmek, adetlerini tanımak için giydim. Güzel bir düğün oldu. Eşim Portekizli, anne babası Mozambikli, büyükbaba ve büyükannesi ise Hintli. Bizim çocuğumuz da Türk olacak.”
AA